Saat sabah 4.17 başımıza bir felaket geldi
Deprem değildi sanki kıyametin habercisi
11 il yerle yeksan, bütün sözler tükendi
Gözyaşları sel oldu, canlarımız yitip gitti
Kalbimizin bir yarısı Maraş’ta Kiliste’ydi
Diyarbakır Adana Osmaniye bizimdi
Antep’te Urfa’da dualar göğü inletti
Adıyaman Malatya Hatay Elazığ'da tükendi
Tükenen onlar değildi, Türkiye tükenmişti
Kaybedilen onlarca can, acımız tarifsizdi
Geçip gitmedi de hâlâ, bu kâbus bitmedi
Ne hâyâller bitti kim bilir, kaç çiçek soldu gitti
Gördük insanlığın da halen ölmediğini
Düşman bilinenlerin de vicdana geldiğini
Meğer bilirmiş insan az da olsa sevmeyi
Yeter ki dünyalıklar karartmasın kalbimizi
Can AZERBAYCAN sesimizi ilk işitendi
Sonra yardımların arkası da kesilmedi
Dünya hâlâ bir parça vicdanım var dedi
Bir sınav verdik amma, bedeli ağır ödendi
Minicik yavrular yüzümüzü güldürendi
Kimi ‘’ne oluyor ya ne oluyor’’ dedi tebessüm ettirdi
Kimi o sımsıcak gülüşüyle hâlâ umut var dedirtti
Kimi vakur duruşuyla, ölüme bile hayret dedirtti
Birileri yardımı da elbet oyuna çevirdi
Birileri birileriyle güç yarışına girdi
Susuyorsak acımızdan edebimizdendi
Birileri bunu da kendi gücünden bildi
Ülkece kaybettik belki pek çok şeyimizi
Her şeyden önemlisi en sevdiklerimizi
Dedik vakit yaraları el ele verip sarma vakti
Şu kışı atlatalım hele, göreceğiz baharın güzelliklerini
Zaman çok acımasız; sel gibi aktı geçti
Tam 1 sene oldu dün yüreğimizi yaktı geçti
Bir acı ki sınamasın Mevla’m bununla kimseyi
Kaybettiklerimizin yeri olsun cennet bahçeleri
Ahmet, Rabia, Hasan, İrem ve diğerleri
Hepsinin acısının yeri kalbimizin en derini
Unutturma bize Allah’ım sen sevdiklerimizi
Ve unuttur bize Allah’ım çektiğimiz tüm çileleri