Gazetecilik, insanların hayatına dair en önemli anların kaydedildiği, bilgiye dayalı bir meslek dalıdır. Ancak, bazen bir kişinin hayatı o kadar renkli ve çeşitli olur ki, bu mesleği sadece bir iş olarak görmez, adeta bir ömrü bu uğurda harcar.
Asım İnan da işte tam böyle bir insan. Eğitimci kimliğiyle başladığı yolculuk, gazeteciliğin derinliklerinde kendine yeni bir yön bulmuş, sonunda ise yazdığı kitaplarla hem Giresun’un hem de Türk edebiyatının hafızasına önemli izler bırakmış bir isim olarak karşımıza çıkmıştır.
İlk kez haber ve köşe yazılarından tanıdığım Asım İnan ile yüz yüze görüşüp mesleki deneyimlerinden faydalanma fırsatım, yıllar sonra olabilmişti. Gerçekten de her fırsatta deneyimlerini, gözlemlerini ve bilgi birikimlerini paylaşmaktan kaçınmayan birisi olarak tanıdım onu.
Hemen her sohbetimizde, gazeteciliğin sadece haber yazmak değil, aynı zamanda toplumu anlamak ve ona hizmet etmek olduğunu vurgulayan bir duruş sergiledi. Zamanla öğrendim ki, aslında Asım İnan, bir öğretmendi. Uzun yıllarını sınıflarda, öğrencilerle geçiren bir eğitici, aynı zamanda bir yaşam boyu araştırmacıydı.
Eğitimcilikten gazeteciliğe, oradan da yazarlığa uzanan bu serüvenin başlangıcındaki Asım İnan, yıllarca gençler yetiştirmenin ardından, emekli olduktan sonra kendisini tamamen gazeteciliğe adadı. Giresun’a hizmet etmeyi bir yaşam gayesi haline getirdi.
Son çalıştığı gazetenin satılıp el değiştirmesinin ardından bir süre kenara çekildiğini düşünürken, aslında çok daha farklı bir yola girdiğini fark ettik. Giresun’un tarihi, kültürü ve sporu üzerine yazdığı kitaplarla, geçmişin ve bugünün arasında köprüler kurmaya başladı.
Asım İnan’ın yazdığı ilk kitap olan “Sahil Yolu Geçmeden Giresun” ve ardından “Giresunspor” üzerine kaleme aldığı eserler, şehrin kültürel ve sportif hafızasını diri tutma noktasında büyük bir öneme sahip. Bu kitaplar, Giresun’un yerel belleğini yeni nesillere aktarmak ve şehrin geçmişine ışık tutmak adına önemli kaynaklar oluşturuyor.
Ayrıca, sadece Giresun’un değil, Türk toplumunun yerel tarihine, kültürüne ve sporuna olan ilgiyi artırmaya yönelik çabaları da göz ardı edilmemeli. Çünkü yazdığı her satır, sadece geçmişin izlerini sürmek değil, geleceğe bir şeyler bırakmak adına önemli bir adımdır.
Yaşına rağmen, hala bir şeyler bırakma arzusuyla yaşayan Asım İnan, sadece bir gazeteci, eğitimci ya da yazar değil, aynı zamanda bir hafıza tutucusudur. Kendisine ait fotoğraf ve anı biriktiren İnan, bu birikimleri kitaplarına dökerek tarihe not düşüyor. Giresun’un hafızasını canlandıran bu eserler, belki de şehrin dokusunu daha yakından tanımak isteyen her birey için başucu kitapları olacaktır.
Sonuç olarak, Asım İnan, yaşadığı her dönemin izlerini sadece gazetecilikle değil, aynı zamanda yazarlıkla da topluma aktarmaya kararlı bir isim. Bu kararlılığı, ilerleyen yaşına rağmen, onun üretmeye olan tutkusunun ne denli güçlü olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
İyi ki varsın Asım Hocam…