Giresunspor, İstanbulspor karşısında Süper Lig’de ki en kritik maçına çıktı. Tüm taraftarlar bu maçı heyecanla bekledi. Şehir ve spor kamuoyu maça kilitlendi ama maça kilitlenmeyen birileri vardı…
Yeşil-beyazlı ekip, maçın 10. dakikasında Eze’ye engel olamayarak 1-0 geriye düştü ama 5 dakika sonra kazandığı penaltıyla yeniden umutlandı. Meşin yuvarlağın başına geçen Bajic, adeta kaleciye ‘al’ der gibi bir vuruş yaparak beraberlik şansını elinin tersiyle itti.
Maçın geri kalan dakikalarında ise rakip birde kırmızı kart görmesine rağmen Giresunspor bir türlü sonuca gidemeyerek evine puansız döndü ve işini iyice zora soktu.
Şimdi gel gelelim enkaz meselesine…
Giresunspor tam 44 yıl sonra lige çıkmanın heyecanını iliklerine kadar yaşadı fakat bu heyecan birçok yanlışı da beraberinde getirdi.
Yanlış ve yetersiz transferler, gereksiz borçlanmalar ve kapanan transfer tahtası ve daha fazlası… Bunlar aslında yıkılmanın eşiğini anlatıyordu yavaş yavaş. Ligde başarılı grafik çizen yeşil-beyazlı ekip ilk devreyi 10. sırada tamamladı ama ikinci yarıya çok kötü başladı. Üst sıraları gösteren grafik bir anda tepetaklak oldu ve 16. sıraya geriledik.
Çok ihtiyacımız olan puanlara hasret kaldık… derken sallantıda olan takım adeta dün akşam çöktü ve koskoca bir şehrin hayalleri İstanbul’da enkaz altında kaldı.
Tabii tüm suç her zaman yönetimin, teknik heyetin ve futbolcuların değil. TFF’nin de hakem atamaları, atanan hakemlerin Giresunspor’a karşı olan tutumu, yanlış kararları da gelinen noktada etkili. Nitekim İstanbulspor maçı sonrası Başkan Nahid Yamak’ta gazetecilere yaptığı açıklama da ‘sabrımız taştı’ diyerek tepkisi dile getirdi.
Şimdi ne olur bilmiyoruz, önümüzde şampiyonluk mücadelesi veren Fenerbahçe ile düşmeme mücadelesi veren Giresunspor’un maçı var. Sonucunu kimse kestiremiyor ama şunu herkes çok iyi biliyor ki ‘ölüm kalım’ mücadelesi olacak.
İnşallah düşmeyiz…