Fındık üretimiyle ilgili açıklamalarda bulunan Karadeniz fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği (KFMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Cem Şenocak, özellikle Ordu, Giresun ve Trabzon illerinin dünya fındık üretimindeki kritik rolüne vurgu yaparak, bu bölgedeki sorunların çözülmesi durumunda hem Türkiye’de hem de dünyada fındık üretimiyle ilgili herhangi bir problem kalmayacağını belirtti.
Asıl sorunun Ordu ve Giresun’da olduğunu dile getiren Şenocak; “Burada 2-3 tane önemli kriter var. Bir tanesi, Doğu Karadeniz’in, fındığın ana vatanı olması ve Türkiye fındığının yüzde 40'ının Ordu ve giresun ve Trabzon’un üretmesi. Ancak, bu bölgede yaşayan üreticiler dünyanın en mağdur fındık üreticileri haline geldi. Bunun temel nedenleri arasında miras yoluyla arazilerin bölünmesi, köylerden şehirlere göç, bahçelerin ve köklerin eskimesi, makinalı tarımın yapılamaması ve yaşlı nüfusun çoğunlukta olması sayılabilir. Bu nedenlerle, bölge halkı fındıktan geçimini sağlayamaz hale geldi. Ancak burada dünya fındık üretiminin %40'ını üreten üç ilden bahsediyoruz” dedi.
Fındık üretiminde üç farklı üretici yapısından bahseden Şenocak, ilk olarak Ordu, Giresun ve Trabzon’daki üreticilerin maliyetlerinin çok yüksek olduğunu ve bu yüzden mağdur olduklarını belirterek; “Ordu, Giresun ve Trabzon'daki üreticiler fındığı 80-100 TL maliyetle üretirken, Terme, Çarşamba gibi düz ovalarda makinalı tarım sayesinde bu maliyetler 35-40 TL'ye kadar düşüyor. Amerika ve Şili gibi ülkelerde ise büyük çaplı üreticiler yılda 300-500 ton fındık üretebiliyor ve maliyetleri 25-30 TL’ye kadar iniyor. Üç farklı üretici yapısı arasında büyük maliyet farkları var.” dedi.
‘Karadeniz’deki fındık üreticileri ekonomik olarak zorlanıyor’
Bahsi geçen maliyet farklarının haksız rekabet yarattığını ve Karadeniz’deki fındık üreticilerinin ekonomik olarak zorlandığını belirten Şenocak; “Ordu, Giresun ve Trabzon’daki üreticiler yılda 20-30 bin lira gelir elde etmeye çalışırken, düz ovalardaki üreticiler 300-500 bin lira gelir elde ederken Amerika Şili gibi ülkelerde ise fındıktan gelir üretici aile başı milyon dolarlar kazanabiliyor. Aynı fiyata satılan ürünler arasında üreticinin geliri anlamında böyle büyük farklar oluşması haksız rekabete yol açıyor. Bu durum, Karadeniz’deki üreticileri göçe zorlayarak bölge nüfusunun azalmasına neden oluyor” ifadelerini kullandı.
‘Alan bazlı destekleme arttırılmalı’
Şenocak, çözüm olarak alan bazlı desteklemenin artırılması gerektiğini vurguladı. 2009 yılında ilk başladığında bir dönüm arazi için verilen 100 dolar desteklemenin bugün sadece 5 dolara düştüğünü hatırlatan Şenocak, bu desteğin artırılması gerektiğini söyledi. “Ordu, Giresun ve Trabzon’daki üreticilere, 10 dönüm ve altı arazi sahiplerine dönüm başına 150 dolar, 10-20 dönüm arası, arazi sahiplerine 100 dolar, 20 dönüm ve üstüne ise 50-70 dolar arasında bir destek verilmesi gerekiyor. Bu şekilde, üreticiler maliyetlerini dengeleyebilir ve geçim sağlayabilir. Bu model uygulanmazsa, bölgedeki fındık üretimi tehlikeye girer ve göç devam eder” diye konuştu.
‘Bölgedeki fındık üreticileri alan bazlı destekleme modeliyle desteklenmeli’
Şenocak, alan bazlı destekleme modelinin muhakkak uygulanması gerektiğini ve özellikle Ordu, Giresun ve Trabzon’da yaşayan zor şartlar da alternatifi olmayan üreticilere yönelik ayrıcalıklı bir destek olduğunun bilincinde olunması gerektiğinin önemini vurgulayarak; “Düz ovalardaki üreticiler makinalı tarım sayesinde zaten avantajlı durumdalar. Ancak dağlık kayalık bölgelerde yaşayan üreticiler, fındık dışında bir geçim kaynağı bulmakta zorlanıyor. Bu yüzden, bölgedeki fındık üreticilerinin alan bazlı destekleme modeliyle desteklenmesi gerekiyor. Eğer Ordu Giresun ve Trabzon’daki fındık sorunu çözülürse, Türkiye’de ve dünyada fındık üretimiyle ilgili hiçbir sorun kalmaz” dedi.
‘Fındık, bölge için hayati bir geçim kaynağı’
Karadeniz bölgesindeki fındık üretiminin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal açıdan da büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Şenocak; “Bu bölgenin fındıktan başka bir geçim kaynağı yok. Eğer bu destekleme modeli hızla geliştirilmezse, bölgedeki üreticiler fındık tarımını terk edebilir ve bu da hem bölgeyi hem de Ülkemizi olumsuz etkiler” diyerek bunlarla beraber lisanslı depoculuk ürün borsaları ve üretici birleşmeleri belediyenin iştirakı ortarın birleşmeleri gibi örnek olarak yaptığı kurumsal ortaklık yapısının da geliştirilmesi gereken konular olduğunun öneminin altını çizdi.
‘Kahverengi Kokarca İle mücadele şart’
Kahverengi kokarca ile mücadelenin uzun süreceğini ve bu mücadelenin önemli olduğunu vurgulayan Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği (KFMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Cem Şenocak; “Kahverengi kokarca ile topyekûn mücadele çok çok çok önemli. Çünkü kahverengi kokarca biz ilk 2015-2016 yıllarında Gürcistan'da görmüştük. O yıldan sonra da hemen bir mücadeleye başladık. İhracatçılar Birliği olarak ve Samsun Üniversitesi ile samuray arısını üretmeye başladık. Fakat bu tarım canavarı diyelim, zararlı diyelim. 2016-2017'den sonra Gürcistan'dan Türkiye'ye çok hızlı girişler yapmadı. Yani Artvin'de, Rize'de kaldı 5 milyon kiloluk bir bölgede görüldü. Onun haricinde görülmedi. 2023 yılı yani geçen yıl Fatsa merkez olmak üzere çevresinde ağır bir hasar verdi Fatsa ve çevresinde büyük bir felaket yaşandı. O felaketten dolayı bölgenin tamamı böceği tanımaya başladı Daha sonra Fatsa’dan yayılmaya başladı ve bunun dönemleri var. Ocak-Şubat kış ağır geçmediği için Perşembe'de, Boztepe’de yani evlerimizde, köylerimiz de bahçelerimizde şubat ayında böceği görmeye başladık. Bunun üzerine il Valimize giderek olayın vehametini anlattık. Tarım İl Müdürü çağrılarak konuyla ilgili görevlendirildi. Yani orduda bir teyakkuza geçelim diye ve teyakkuza da geçildi. Sağ olsun Valimiz bunu çok önemsedi, Büyükşehir Belediye'miz çok önemsedi. Tarım İl Müdürü bu konuda çok önemli çalışmalar yaptı.
Her gün basında, beyanatlar ve bilgilendirmeler yapıldı, muhtarlar ve imamlarla toplantılar yapıldı. Yani herkes elini taşın altına koydu bu dönemde. Özellikle ziraat odaları Karadeniz ihracatçılar birliği ve diğer kurumlarla birlikte bu güne kadar bu mücadele ağırlıklı olarak böceğin görüldüğü yerlerde yapıldı
Tabii geldik şubat ayından sonra kışlak dediğimiz mücadele şekline en önemli konu böceği kışlakta imha etmek oldu ancak kahverengi kokarcayı içinde olduğumuz yıl Fatsa’nın dışında birçok yerde görmeye başladık.
Büyük ölçüde Perşembe etkilendi. Ünye ve Termenin bir kısmı etkilendi. Boztepe'nin Ordu tarafı ve Giresun Trabzon ve batı Karadeniz de olmak üzere büyük bir kesim kısmi olarak etkilendi.
Böcekle büyük bir mücadele yapılıyor. Eğer bu mücadele yapılmasaydı bugün belki 3-4 katı bir zarar görebilirdik. Şimdi tabii buradaki sıkıntı şu, Türkiye genelinde belki yüzde 10 luk 20 lik bir kesime bu zararı verdi, fındık sektörüne belki geçici olarak büyük bir zarar vermemiş olsa da asıl zararı kime verdi? O %10'luk 20 lik kesim dediğimiz binlerce aileye verdi. Ve bu binlerce ailenin canı yanıyor. Bu sayının daha da artmaması için böcekle hep birlikte mücadele edilmesi lazım.
Geçtiğimiz günlerde Akp Grup Başkan Vekili Mustafa Eli taş ve il valimizle toplantılar yapıldı. Ve bundan sonrası için çok hızlı bir teakuza geçildi. Ancak buna Hep birlikte duyarlı olmamız lazım. Siz bahçenize ilaç yaparken ben yapmazsam benim bahçemdeki böcek size gelecektir. Ve faydası olsa da az olacaktır. Hep birlikte vatandaşlarımızla mücadele edilmesi önem arz etmektedir. Konu günlerce konuşulacak bir konu ama kahverengi kokarca çok önemli bir zararlı. Sadece fındığa değil tüm Türkiye’ye tarımına zarar verecek. Tahıla, buğdaya, pirince, sebzeye, meyveye onun için dikkatle mücadele edilmesi gerekiyor kahverengi kokarca ile tarım bakanlığımızın ve valiliğimizin, belediyelerin ziraat odalarının ticaret borsalarının ticaret odalarının ve muhtarların köy imamlarının vatandaşlarımızın katılımı ile tarım il müdürlüğümüzün koordinesinde önce ilimizde sonra diğer illeri de katarak top yekûn hep birlikte bu çalışmayı yapmamız gerekiyor.” ifadelirini kullandı
Haber Merkezi